MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI – V

Önceki yazılarımızda, muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasından ve bu davada ihtilafın çözümü için muvazaanın ve mirasbırakanın asıl irade ve amacının ortaya çıkarılmasından bahsetmiş, bunun için mahkeme tarafından göz önüne alınması gereken kriterleri genel hatlarıyla açıklamış, bu kriterlerden bazılarından detaylı olarak bahsetmiştik:

(Lütfen bkz…)

(Lütfen bkz…)

(Lütfen bkz…)

(Lütfen bkz…)

Bu yazımızda ise, muvazaanın ve mirasbırakanın asıl irade ve amacının ortaya çıkarılması için göz önünde bulundurulması gereken diğer bir kriter olan; “muvazaalı satış işleminden sonra taşınmazın zilyetlik durumu” konusundan bahsedeceğiz

Muvazaalı satış işleminden sonra taşınmazın zilyetlik durumu:

Örneğin, aşağıda alıntılanan kararında Yargıtay, mirasbırakanın taşınmazını temlik ettiği davalının, söz konusu taşınmazın zilyetliğini devralmamış ve devralmak için de bir girişimde bulunmamış olması gerekçesiyle, dava konusu temlikin muvazaalı ve mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğuna kanaat getirmiştir.

Yargıtay 1. HD 2014/19922 E., 2017/2984 K.; “…davalı Murat’ın temlik tarihinden sonra çekişmeli bağımsız bölümün zilyetliğini devralmak için herhangi bir girişimde bulunmadığı, çekişmeli bağımsız bölümde ikamet eden davacı Abdülkadir … İle mirasbırakanın ilişkilerinin iyi olmadığının aralarındaki soruşturma dosyasından anlaşıldığı, bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakan tarafından davalı torunu Murat …’ya yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanmıştır…”

Benzer şekilde Yargıtay, mirasbırakanın temlik ettiği taşınmazda ölünceye kadar ikamet etmeye devam etmesini gerekçe göstererek, dava konusu temlikin muvazaalı ve mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğuna kanaat getirmiştir.

Yargıtay 1. HD 2019/3456 E., 2021/2426 K.; “…miras bırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacının bulunmadığı, temlik tarihi itibarıyla davalıların taşınmaz alım güçlerinin olmadığı, miras bırakanın taşınmazları ölene kadar kullandığı, kira bedellerini topladığı ve temlik harici terekenin bulunmadığı hususları gözetildiğinde temlikin gerçek bir satış değil, bağış niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken…”

Bir sonraki yazımızda, muvazaanın ve mirasbırakanın asıl irade ve amacının ortaya çıkarılması için göz önünde bulundurulması gereken diğer bir kriter olan; “mirasbırakanın başka malvarlığı olup olmadığı” konusundan bahsedeceğiz.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir