SES KAYDININ DELİL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ (II)

Ses kaydının izinsiz tutulması ve bunun ceza yargılamasında temelde delil olarak kullanılamayacağından yazımızın ilk kısmında söz etmiştik, lütfen bakınız (bkz…). Bu yazımızda yine ceza yargılamasında yerini bulan bir diğer istisnaya değineceğiz.

Mahkemeler ile Yargıtay açısından aranan birtakım şartların gerçekleştiği ve başka türlü delil elde etme olasılığının olmadığı hallerde tutulan ses kaydının yargılamada değerlendirilebilecek olması bir diğer istisnadır. Bu şartlar;

1-Ses, görüntü veya video kaydı yapan kişinin; kendisine veya yakınlarına karşı işlenmekte olan bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için kayıt yapması gerekir.

2-Kayıt yapan kişinin veya yakınlarının aleyhine işlenen suç veya haksız saldırı, “tesadüfen” veya “ani gelişen bir olay” şeklinde cereyan etmelidir.

3-Ses, fotoğraf veya video kaydı yapan kişinin, işlenen suç nedeniyle o anda kolluk güçlerine başvurma olasılığından yoksun olması gerekir.

4-Ses, görüntü veya video kaydı yapan kişi kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleme ve yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla bu kayıtları yapmalıdır.

Gerek hukuk yargılamasında gerek ceza yargılamasında ses kaydının delil olarak kullanılması için hukuka uygun elde edilmiş olması aranmaktadır. Açıklanan hallerde Yargıtay bu yaklaşımın istisnalarını da belirtmiştir. İstisnalar dar yorumlanmış ve ana ilke olan hukuka uygun elde edilme anlayışı terk edilmemiştir.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir