Dolandırıcılık suçunu çeşitli yöntemlerle işleyen suçlulardan kurtulmak, teknolojik gelişimler sebebiyle artık hiç de kolay gözükmemekte, faillerin yarattıkları sistemlere karşı önlemleri sıklaştırmak da yeterli gelmemektedir. Zira suç telefonla dahi işlenebilir vaziyettedir.
Muhtemelen okuyucularımızın hepsinin başına muhakkak en az bir kere gelmiş olan telefon aracılığıyla dolandırılma girişiminde fail, genellikle arka plana telsiz sesi verip telefonda ikna edici bir ses tonuyla konuşarak çeşitli yalanlarla vatandaşı kandırmaktadır. Telefondaki ses, SIM kartlarının bir suç örgütü tarafından kopyalandığı ve maliyeti yüksek meblağlarda telefon görüşmeleri yapıldığını söyleyerek, kendilerine para gönderilmesi suretiyle bu olumsuzluğu gidereceklerini ifade etmektedir. +359 ya da başka kodlarla başlayan cevapsız çağrının geri aranması ile de suç işlenebilmektedir. Telefonla dolandırıcılıkta en sık rastlanan yöntemlerden birisi ise; faillerin para ödülü kazanıldığını ve ödülün alınabilmesi için belirtilen numaraya para gönderilmesinin istenmesi şeklindedir.
Bu hallerle haksız çıkar sağlayan kişilere uygulanması gereken ceza mekanizması Türk Ceza Kanunu 157 ve 158. maddelerde düzenlenmiştir.
Saydığımız/sayamayacağımız türlü oyunlarla dolandırılarak suçlulara maddi menfaat temin eden binlerce mağdur bulunmaktadır. Şayet böyle bir durumla karşı karşıya kalınırsa (telefon vasıtasıyla dolandırıcılık suçu işlenirse) dolandırıcılıktan Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmak gerekmektedir. Belirtmekte fayda var ki; telefon bilişim sistemi sayılmadığından, telefonla yapılan dolandırıcılık suçu, suçun basit halini oluşturacak ve failler hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1. maddesi tatbik edilecektir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi Tarih: 23.03.2009 Esas No:2008/16004 Karar No: 2009/2891: “…07.05.2004 tarihinde, abisi katılan Kazım’a ait LPG bayiinde bulunan katılan Suzan’ı telefonla arayıp, kendisini Jandarma Karakolu’nda görevli astsubay Ayhan Kaya olarak tanıttıktan sonra, kendisine 4 adet 250’lik cep telefonu kontörü satın almasını isteyerek, parasını da, dükkanlarına tüp almaya gelecek olan asker ile göndereceğini söylediği, ancak katılan Suzan’ın abisi katılan Kazım’ı aramasını istemesi üzerine, cep telefonu numarasını alıp arayarak aynı senaryo ile kandırdığı katılan Kazım’a, telefonla kardeşi katılan Suzan’ı arattırıp “kontör satın alıp verebilirsin” diye söylettirdikten sonra, katılan Suzan’ı tekrar telefonla arayıp, satın aldığı kontörlerin şifre numaralarını kendisine söylettirerek cep telefonuna yükleyen sanığın eyleminin, bilişim sisteminin katılanın kandırılmasında vasıta olarak kullanılmayıp, 5237 sayılı TCK.nun 158. maddesinde de, telefon işletmesinin haberleşme araçlarının araç olarak kullanılmasının dolandırıcılık suçunun nitelikli hali olarak kabul edilmemesi nedeniyle, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1. maddesindeki “dolandırıcılık” suçunu oluşturur.”
Yargıtay 15. Ceza Dairesi Esas No:2014/14348 Karar No:2014/14275 Belge/RG Tarihi: 09.09.2014 Esas No:2014/14348 Karar No:2014/14275: “…Sanıklar, irade birliği içerisinde hareket ederek, katılanın işyeri telefonu arayarak, kendilerine polis süsü verip, polis memurlarını aracı olarak kullanmaları nedeniyle; atılı suçu nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturmaktadır…”
Yargıtay 11. Ceza Dairesi Tarih :23.03.2009 Esas No : 2008/16004 Karar No: 2009/2891 “…Somut olayda ise; kendisini jandarma kararkol komutanı olarak tanıtan sanığın, karakolda internete girebilmek için acilen cep telefonu kontörü lazım olduğunu ve parasını daha sonra ödeyeceklerinden bahisle, Mağdur B’ye kısa zaman aralıkları içerisinde toplam 9.500,00 TL, Mağdur A’ya ise bir defada 1.250,00 TL kontör satın aldırıp bu kontörlerin şifre numaralarını telefonda söylettirerek kendisine veya başkalarına ait cep telefonlarına yüklemek suretiyle çıkar sağladığının anlaşılması karşısında eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 157/1 maddesinde öngörülen basit dolandırıcılık suçlarını oluşturacağı gözetilmeledir…”
Hukuk Desteği
iletisim: [email protected]