Daha önceki yazımızda (Bkz.İlgili yazımız…) insan ticareti suçundan bahsetmiştik. Göçmen kaçakçılığı, sosyal yada maddi sebeplerle (savaş, ekonomik kriz, daha iyi bir yaşam sürme ve sair…) göç etmek zorunda kalan kişileri yasal olmayan yollardan Türkiye’den başka bir ülkeye nakletmek veya Türkiye’ye sokmak suçudur. Göçmenlerin rızasının bulunması eylemin suç niteliğini ortadan kaldırmaz, zira göçmen kaçakçılığı suçunda göçmenler suçun konusunu oluşturur, suç kamu düzenine karşı işlenir.
Seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlendiğinden,
- a) Bir yabancıyı ülkeye sokmak,
- b) Ülkede kalmasına imkan sağlamak,
- c) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlamak hareketlerinden birinin yapılması halinde suç işlenmiş kabul edilir.
Kasten işlenen bir suçtur. Re’sen soruşturulan bir suçtur. Suç teşebbüs aşamasında kalsa dahi tamamlanmışcasına cezalandırılır.
Suçun nitelikli halleri ise Türk Ceza Kanunu’nun 79/2. maddesinde sayılmıştır: “Suçun, mağdurların; a) Hayatı bakımından bir tehlike oluşturması, b) Onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi, hâlinde, verilecek ceza yarısından üçte ikisine kadar artırılır. c) Bu suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezalar yarı oranında artırılır. d) Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur .”
Suçun cezai yaptırımı ise üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası olarak belirlenmiştir. Hapis ve para cezası birlikte verilmektedir, ayrıca hapis cezasının alt sınırı 3 yıl olarak belirtildiğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılması ihtimali mevcut değildir.
Hukuk Desteği
iletisim: [email protected]
Teşekkürler