HAKARET SUÇU VE ELEŞTİRİ HAKKI

İfade özgürlüğü ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (“AİHS”) ile güvence altına alınmış, anayasal demokrasilerin temeli sayılan, vazgeçilmez haklardan biridir. Bununla birlikte ifade özgürlüğünün gerek AİHS, gerekse de Anayasamız uyarınca milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, başkalarının şöhret ve haklarının ya da özel hayatlarının korunması vb. amaçlarla sınırlanabilmesi mümkündür.

Örneğin; Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) hakaret suçunu düzenleyen 125. maddesi uyarınca bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil ya da olgu isnat edilmesi veya bir kimsenin sövmek suretiyle onur, şeref ve saygınlığına saldırıda bulunulması şeklindeki fiillerin cezalandırılacağı öngörülmüştür. Bu noktada, ifade özgürlüğünün başkalarının onur, şeref ve saygınlığıyla sınırlandırılmış olduğu ifade edilebilse de, bir ifadenin ne zaman ifade özgürlüğü kapsamında hukuken korunup ne zaman hakaret suçuna vücut vereceğinin tespiti de oldukça önemlidir.  Bu açıdan, özellikle son yıllarda yargı kararlarında sıkça rastladığımız “eleştiri hakkı” ifadesinden bahsetmek kaçınılmaz olacaktır.

Eleştiri hakkı, ifade özgürlüğünün bir görünümü olarak değerlendirilmekte, gerek doktrinde gerekse yargı kararlarında ifade özgürlüğü kapsamında hukuki korumadan yararlanan ifade olarak kabul edilmektedir. Eleştiri hakkının ortaya çıkışı siyasi temellere dayansa da, bir başka deyişle kaynağını siyasi erki elinde bulunduranların tutum, davranış ve işlemleriyle ilgili tenkit edilmesi hakkından alsa da, günümüzde bu hakkın kapsamı oldukça genişlemiştir. Bir akademik yayının, bir sanat eserinin, bir siyasetçinin, ülke çapında şöhret sahibi bir kimsenin eleştirilmesi de eleştiri sınırları içinde kaldığı ve herhangi bir haksız fiil oluşturmadığı ölçüde eleştiri hakkı kapsamında korunmaktadır.

Örneğin TCK’nın 218. maddesinde halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit, suç işlemeye tahrik, suçluyu övme, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama ve kanunlara uymamaya tahrik suçları açısından, haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağı düzenlenmiştir. Yine TCK’nın 301. maddesinde Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini, devletin yargı organlarını, devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama fiilleri açısından da eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağı düzenlenmiştir.

Bununla birlikte, eleştiri hakkının ifade özgürlüğü kapsamında korunması ve bir hukuka uygunluk nedeni olarak sayılabilmesi için, özel hükümlerle düzenlenmiş olması da mutlaka şart değildir. Nitekim özellikle hakaret suçu bağlamında eleştiri hakkının kapsamı daha çok doktrin ve yargı kararlarıyla şekillenmektedir.

Bir sonraki yazımızda hakaret suçu açısından eleştiri hakkının kapsamını ortaya koyar nitelikte yargı kararlarına yer vereceğiz.

Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir