Evlenmeye engel olan haller, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda hısımlık ve önceki evlilik şeklinde ikiye ayrılmak suretiyle düzenlenmiştir. Buna göre; Kanun’da,
- üstsoy ile altsoy,
- kardeşler,
- amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri,
- evlilik sona ermiş olsa dahi, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu,
- evlât edinen ile evlâtlığın ya da bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi
arasında evlenmenin yasak olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu bakımdan, sayılan kişiler arasındaki evlenme iradesinin hiçbir şekilde hukuken geçerlilik taşımayacağını belirtmek isteriz. Bu sayılanlar, sınırlı sayım ilkesine tabi olduğundan, bahsi geçenler dışındaki kişiler arasındaki evlenme, hukuken başka bir yasaklılık hali taşımaması kaydıyla geçerli bir evliliğin tüm hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır.
Evlenmek isteyen kişinin daha önceden bir evlilik yapmış olması halinde ise; bu kimse, önceki evliliğinin sona erdiğini ispatla mükellef olacaktır. Zira aynı anda birden fazla kişi ile evlilik mümkün olamayacağından, sonraki evlilik hükümsüz olacaktır.
Peki yeniden evlenmek isteyen kişinin eşi gaipse ne olacaktır? Anılan durumda; eş, mahkeme tarafından evliliğin feshine karar verilmediği müddetçe yeniden evlenemeyecek, söz konusu kararın verilmesini beklemek zorunda olacaktır. Ayrıca belirtmek isteriz ki, evliliğin feshinin gaiplik başvurusuyla birlikte ya da bağımsız şekilde açılacak bir davayla talep edilmesi de mümkündür.
Hukuk Desteği
iletisim: [email protected]
merhaba evlilik sona erdiğinde kadının beklemesi gereken bir süre var mıdır varsa ne kadardır. Yeni yapılacak evliliklerde belediye yetkilileri bu süreyi gözönünde bulundurmaktalar mı?
cevabınız için teşekkür ederim
Merhaba, Evet, iddet müddeti denen 300 günlük bir süre vardır. Boşanma tarihinizden itibaren 300 gün geçmedikçe eski eşiniz hariç başka biriyle yeni bir evlilik yapamazsınız, belediyeler mutlaka gözönünde bulundurur. Bilginize…
Ben atanmış öğretmenim evleneceğim kişi tutuklu bunda bir sakınca var mıdır
Merhabalar, evlenmenize engel bir sebep gözükmemektedir. “Suç ve cezada şahsilik” ilkesi gereğince herhangi bir sakıncalı durum olabileceğini düşünmemekteyiz. Bilginize..
Geçtiğimiz gün çıkan bir haberde diyanet ansiklopedisinde bir kişinin üvey torunu yani oğlu veya kızının eşlerinin önceki eşlerinden olan torunları ile nikahında sakınca olmadığından bahsediyordu Türk medeni hukukunda bu mümkün müdür? Bir kişi oğlunun veya kızının eşinin diğer eşlerinden olan çocukları ile nikah kıymasında bir engel var mıdır?