FÜTURSUZCA HARCAMA YAPAN AİLE BİREYİ KISITLANABİLİR Mİ?

Aile bireylerinden birinin; ihtiyacı olmadığı halde malvarlığını elden çıkarması, savurganlık derecesinde tasarrufî işlemlerinin mevcut olması, kötü yaşam tarzı, malvarlığını düzgün yönetememesi ve bunlara benzer sair sebeplerle gerek kendisini ve gerekse aile efradını ciddi sıkıntılara maruz bırakması hallerinde; aile bireyleri, hem kendilerinin hem de fütursuzca harcama yapan kişinin korunması ve yüksek menfaatlerinin gözetilmesi amacıyla kısıtlama talebinde bulunabileceklerdir. Bahsedilen durumlar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 406. maddesi ile hüküm altına alınmıştır. Buna göre: “Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır.”

Burada kişinin akli melekeleri yerinde olmakla birlikte, yukarıda bahsedilen maddede sınırlı olarak sayılan nedenlerle Sulh Hukuk Mahkemesi’nden kısıtlanması istenmektedir. Hakimin kısıtlanması talep edilen kişinin sadece akıl sağlığının yerinde olup olmadığını araştırması ve akıl sağlının yerinde olduğunu tespit etmesi halinde sırf bu sebeple kısıtlama talebini reddetmesi anılan maddeye aykırılık teşkil edecektir ki, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da bu doğrultudadır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2004/1430 E., 2004/2252 K. sayılı kararı: “Toplanan delillerden; kısıtlanması istenilen Mehmet T.’nün 1340 doğumlu olup 80 yaşında olduğu, eşinin 1993’te ölümünden sonra uzunca bir süre yalnız yaşadığı, 31.01.2001 tarihinde kendisinden ( 45 ) yaş küçük Kumru isimli Azeri bir kadınla evlendiği, bu kadının köye hiç gelmediği, daha sonra evine değişik tarihlerde Azeri uyruklu başka kadınların geldiği; hakkında evinde Azeri kadınlarla fuhuş yaptırdığı iddiasıyla birkaç kez Jandarmaya ihbarlar yapıldığı, bu ihbarlar üzerine yapılan kontrollerde; 31.03.2001 tarihinde evinde Z. İbrahimova ile V. Aliyeva isimli iki Azeri kadının bulunduğu, 30.01.2002 tarihinde yapılan kontrolde P. Rougiva isimli Azeri bir kadının olduğunun tesbit edildiği, köyde Mehmet T.’nün gayrimenkullerini satıp Azeri kadınlarla yediği konusunda yaygın duyumların olduğu, 1160, 1161, 1000, 748 ve 1155 parsel sayılı zeytinlik ve bademlik vasıflı beş parça taşınmazını 20.12.2001 ve 20.07.2001 tarihlerinde üçüncü kişilere sattığı, bu taşınmazlardan sadece birini 10 milyara sattığı ifade edildiği halde, bankalardaki kendi adına olan hesaplarda toplam 6.1 milyar lira civarında parasının olduğu, 13.11.2002 tarihinde de noterde düzenlenen ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile iki parça taşınmazını Fatma isimli kadına verdiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen ve gerçekleşen bu olgular Mehmet T.’nün malvarlığını, bilinçsiz, amaçsızca tükettiğini, alım-satım ilişkilerinde yarar dengesini gözetmediğini, savurganlık ve suihal içerisinde ve eğiliminde olduğunu göstermektedir. Türk Medeni Kanununun 406. maddesinin koşulları oluşmuştur. Kısıtlanmasına ve vasi atanmasına karar verilmesi gerekirken, isteğin reddi isabetsizdir.”

Vasi ve vesayet kavramlarına ilişkin olarak ise, daha önceki bir yazımızda detaylıca bilgi vermiştik. (Bkz.ilgili yazımız )

                                                                                                                         Hukuk Desteği

iletisim: [email protected]

One thought to “FÜTURSUZCA HARCAMA YAPAN AİLE BİREYİ KISITLANABİLİR Mİ?”

  1. Eşimin yasal danışmanı olmama rağmen bankalar benim onayım olmadan kredi kartı veriyor ne yapmalıyım?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir