TAM EHLİYETSİZ KİŞİLERDE FİİL EHLİYETİ VE HAKSIZ FİİL SORUMLULUĞU

Ülkemiz hukuk düzeninde olduğu gibi farklı ülkelerin hukuk sistemlerinde de kişilerin, fiil ehliyetleri yönünden dört gruba ayrıldığını söyleyerek yazımıza başlayalım. Bahsettiğimiz ayrım fiil ehliyeti için gerekli şartların (erginlik, ayırt etme gücü, kısıtlılık durumu) kişide tam veya kısmi olarak bulunup bulunmamasına göre yapılmaktadır. Bu guruplar:        (i)tam ehliyetliler,        (ii)tam ehliyetsizler,        (iii)sınırlı ehliyetsizler,        (iiii)sınırlı […]

Devamını Oku

MAHKEME DIŞINDA YAPILAN SULH

Medeni Usul Hukuku’na hâkim olan tasarruf ilkesine göre, özel hukuktan kaynaklanan bir uyuşmazlık ortaya çıktığında, uyuşmazlığın tarafları, uyuşmazlıkla ilgili tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Tasarruf ilkesine göre taraflar, uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyıp taşımamak konusunda serbest oldukları gibi, uyuşmazlığı sona erdirmek hususunda daserbestçe tasarrufta bulunabilirler. Tarafların uyuşmazlığı sona erdirmek konusunda tasarrufta bulunabilmelerine imkan sağlayan kurumlardan biri de […]

Devamını Oku

İŞÇİNİN SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN SÜRESİ

Av. Sevcen CAN & Av. Yasemin ÇORAK İşçinin, işverene karşı sır saklama yükümlülüğü hizmet sözleşmesinin kurulmasıyla başlayıp, kural olarak iş ilişkisinin devamı boyunca sürmekte, ancak belirli koşullar altında sözleşmenin sona ermesinden sonra da devam etmektedir. Hizmet sözleşmesinin kurulmasından önce, sözleşme görüşmeleri devam ederken culpa in contrahendo kapsamında tarafların birbirine verdikleri zarardan sorumlu olacağı genel hukuk […]

Devamını Oku

ADİ ORTAKLIK (III)

Bir önceki yazımızda adi ortaklık ilişkisindeki değişikleri ve ortaklığın temsilini incelemiştik (Lütfen bkz…). Bu yazımız da ise adi ortaklığın sona ermesi üzerinde duracağız. Adi ortaklığın sona erme sebepleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 639. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre adi ortaklık aşağıda sayılan hallerde sona erer: 1.Ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız duruma gelmesi, […]

Devamını Oku

İNANÇ SÖZLEŞMESİNE DAYALI TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI

Taşınmaz mülkiyeti kural olarak tapu siciline tescil ile kazanılmaktadır. Tapu siciline tescil geçerli olmayan bir nedene dayanarak gerçekleştirilmişse, Türk Medeni Kanun’un 1024. maddesinde belirtildiği gibi yolsuz tescil söz konusu olur. Tapu iptali ve tescil davası, yolsuz olarak düzenlenen bir tapu kaydının hukuka uygun hale getirilmesi amacıyla açılır ve bu dava sonucunda tapu sicilinde görünen şekli […]

Devamını Oku

İŞTİRAK NAFAKASINA MAHSUBEN YAPILAN ÖDEMELER

Bir önceki yazımızda (Lütfen Bkz…) iştirak nafakasından detaylı olarak bahsetmiş, nafaka borçlusunun müşterek çocuk için sarf ettiği; nafakanın konusunu oluşturan eğitim, kırtasiye, giyecek, yiyecek vb. gider kalemlerini nafakadan mahsup edemeyeceğini yargı kararları ışığında belirtmiştik. Aşağıda, konuya ilişkin bir Yargıtay kararını örnek olarak paylaşmaktayız; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/26225 E., 2018/11584 K.; “… Ahlaki bir ödevin […]

Devamını Oku

HAYVAN BULUNDURANIN SORUMLULUĞU

Kusursuz sorumluluk, kısaca haksız fiildeki kusur unsuru bulunmadan da kişinin sorumlu tutulabilmesidir. Kusursuz sorumluluk Türk Borçlar Kanunu’nda (“TBK”) madde 65-71 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bir önceki yazımızda daha detaylı olarak sizlere kusursuz sorumluluktan bahsetmiştik (Lütfen bkz..). Hayvan bulunduranın sorumluluğu, kusursuz sorumluluk başlığı altında TBK madde 67 ve 68’de düzenlenmiştir. TBK madde 67’de “Bir hayvanın bakımını ve […]

Devamını Oku